Görme kaybı yaşayan bireylerin günlük hayatlarındaki zorluklar, genellikle görme yetisini tam olarak kaybetmeyenler için anlaşılması güç olabilir. Ancak, yaşanan son bir olay, bu durumun ne denli zorlayıcı olabileceğini bir kez daha gösterdi. Kısmi görme kaybına sahip bir adam, İstanbul’da günlük rutinini sürdürürken bir hırsızlık olayıyla karşı karşıya kaldı. Genç adamın elinden telefonunu çalan hırsız, güvenlik kameraları tarafından tespit edildi. Olay, hem yürekleri burkan hem de toplumsal güvenlik açısından önemli bir tartışma başlattı.
Olay, İstanbul’un yoğun caddelerinden birinde meydana geldi. Kısmi görme kaybı olan İbrahim Yılmaz, alışveriş yapmak üzere evinden çıkmış ve telefonunu kullanarak yön bulmaya çalışıyordu. Sadece görme kaybı değil, aynı zamanda çevresel engellerle de mücadele eden Yılmaz, aniden yanı başında bir kişinin belirdiğini fark etti. Hırsız, dikkatini dağıtarak adamın telefonunu hızla alıp kaçtı. Yaşanan bu olay, İbrahim’in hem maddi hem de duygusal olarak sarsılmasına neden oldu. Yaşadığı korku ve şok, olay sonrası uzun süre etkisini gösterdi.
Bu tür olaylar, toplumda güvenlik endişelerini artırmaya devam ediyor. Öncelikle, görme engelli bireyler için alınması gereken önlemler gündeme geliyor. Engelli bireylerin, özellikle kalabalık alanlarda maruz kaldıkları hırsızlık gibi suçlar, çoğu zaman engelli bireylerin savunmasızlığından kaynaklanıyor. Toplum olarak bu konuya daha duyarlı olunması gerektiği belirtiliyor. Yapılan araştırmalara göre, büyük şehirlerde hırsızlık olayları son yıllarda artış gösterirken, engelli bireylerin bu durumdan en fazla etkilenen gruplardan biri olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yerel yönetimler, özürlü bireylerin güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli projeler ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlemelidir. Sinema salonları, alışveriş merkezleri gibi kalabalık alanlarda, güvenlik kamera sistemlerinin artırılması ve daha fazla güvenlik personeli istihdam edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, engelli bireylerin, teknoloji gibi araçları kullanarak kendilerini koruma yöntemleri öğrenmeleri teşvik edilmelidir.
İbrahim Yılmaz’ın başına gelen bu hırsızlık olayı, toplumda duyarlılığın artırılmasına yol açmalıdır. Bireylerin, engelli dostu bir bakış açısıyla hareket etmeleri gerektiği, güvenli bir toplumun ancak birlikte hareket etmesiyle mümkün olacağı anlatılmalıdır. Sonuç olarak, bu tür olayların önüne geçmek için yalnızca güvenlik güçlerine değil, aynı zamanda topluma düşen büyük sorumluluklar vardır.
Kısmi görme kaybı yaşayan İbrahim, artık telefonunu kullanma konusunda daha dikkatli davranmak zorunda olduğunu belirtiyor. Yaşadığı olayın onu güçlendirdiğini, ancak toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı. “Böyle bir şeyin benim başıma gelmesi, hem beni hem de ailemi derinden etkiledi. Diğer engelli dostlarımın böyle korkular yaşamaması için bir şeyler yapılmalı,” diyor İbrahim. Gerçekten de toplum olarak engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmak ve onları korumak adına elimizden geleni yapmalıyız.
Son olarak, yapılan araştırmalara göre, engelli bireylerin suç mağduru olma riski, diğer bireylere göre daha yüksek. Bu nedenle, devlet ve yerel yönetimlerin konuyla ilgili alacağı önlemler, sadece engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmayacak, aynı zamanda toplumdaki güven duygusunun yeniden tesis edilmesine katkıda bulunacaktır.