İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son günlerde Gazze'deki insani durumu sorgulayan eleştirilere yanıt vererek, "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" açıklamasında bulundu. Ancak bu açıklamalar, bölgedeki gerçek durumla örtüşmüyor. İnsani kriz, uluslararası toplum nezdinde tırmanırken, Netanyahu'nun iddiaları tartışmalara yol açtı. Rakamlar ve bölgedeki tanıkların ifadeleri, bu durumun daha karmaşık bir hal aldığını gösteriyor. Gazze'deki insani krizin detayları ve Netanyahu'nun açıklamalarının arka planı, bu haberde derinlemesine ele alındı.
Netanyahu, Gazze’deki insani durumu savunurken, rakamlar ve uluslararası yardım kuruluşlarının raporları arasında büyük bir uçurum olduğu gözlemleniyor. Birleşmiş Milletler’in son raporuna göre, Gazze’de yaşayan 2 milyon insanın yarısından fazlası gıda güvenliği sorunları yaşıyor. Acil yardım çağrıları artarken, pek çok insani yardım kuruluşu bölgeye ulaşmanın yollarından bahsediyor. Ancak Netanyahu’nun açıklamaları, bu ağır gerçekleri göz ardı ediyor gibi görünüyor.
Bölgedeki tanıklar ve insani yardım çalışanları, Netanyahu'nun sözlerini yalanlayacak nitelikte açıklamalarda bulunuyor. Gazze'de yaşayan birçok aile, temel gıda malzemelerine ulaşmakta zorlandıklarını bildiriyor. Gazze’deki yerel BM temsilcileri, sokağa çıkma yasakları ve abluka nedeniyle birçok aile için düzenli beslenmenin imkansız hale geldiğini ifade ediyor. Örneğin, Gazze'nin doğu kesimlerinde yaşayan bazı ailelerin günde sadece bir öğün alabildiği vurgulanıyor. Ayrıca, tıbbi malzemelerin eksikliği nedeniyle hastanelerde tedavi gören hastaların durumlarının da ciddiyetini koruduğu belirtiliyor.
Netanyahu'nun iddialarının temelinin sarsılmasının bir başka nedeni de birçok bağımsız gazetecinin ve insan hakları gözlemcisinin Gazze'deki durumu belgeliyor olmasıdır. Tanıkların, yaşadıkları zorlukları kendi gözlemleriyle desteklemesi, bu durumu daha da križik hale getiriyor. Gazze'de yaşayan bir anne, "Çocuklarımın açlıktan inlediğini duyuyorum, ancak ne yazık ki onlara yeterli gıda sağlayamıyorum." diyerek yaşadığı manevi ve fiziksel zorlukları dile getiriyor. Bu tür ifadeler ve yaşanan dram, Netanyahu’nun sözlerini sorgulatıyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" söylemi, bölgedeki insani durumla çelişiyor. Tanıkların ifadeleri, acil yardım raporları ve bağımsız gözlemlerin bir araya gelmesi, bu açıklamaların gerçek olduğunu sorgulamak için yeterli bir temeli oluşturuyor. Uluslararası toplumun dikkatini çeken bu sorun, çözüm yolları üretilmediği sürece daha da derinleşeceğe benziyor. Gazze’deki insanlar için acil insani yardıma ihtiyaç var ve bu durum, çözüm bekleyen bir kriz olarak öne çıkıyor.